{ "title": "Omurga Çıkıntısı", "image": "https://www.omurga.gen.tr/images/omurga-cikintisi.jpg", "date": "19.01.2024 12:09:28", "author": "Abdullah Korkmaz", "article": [ { "article": "
Omurga çıkıntısı, genellikle bluğ çağındaki çocukların omurgalarının standart görünümden farklı hal almasıdır. Sağlıklı bir insanda omurga görünümü önden ya da arkadan bakıldığında düz olmalıdır. Omurganın göğüs hizasına gelen kısmında arkaya doğru çıkıntı (Kifoz), bel bölgesinde ise öne doğru çıkıntı (Lordoz) vardır. Omurga çıkıntısı olarak tabir edilen durum ise omurganın bahsedilen görünüm tablosundan ayrılarak sağa ya da sola yönelmesidir. Skolyoz adı verilen bu rahatsızlık, vücuda belli kısıtlamalar ve aksaklıklar getirse de çoğunlukla kendi başına bir hastalık değildir. Omurilikte oluşan bu görünüm sapması, doktorlar tarafından genellikle daha ciddi bir hastalığın belirtisi olarak yorumlanır. Olası ciddi bir hastalığı ve aynı zamanda söz konusu hastalığın belirtisi olan skolyozu tedavi edebilmek için erken teşhis önemlidir.

Omurga çıkıntısı, sağ kaburgaların dışarıya çıkıntılı olmasına neden olur. Ayrıca sağ taraftaki kürek kemiğinde gözle görülür biçimde çıkıntı bulunur. Omurganın eğik bir yapıya sahip olması, çocuğun sürekli bir tarafa eğilerek durmasına neden olur. Bu duruş sırasında omuzlarından bir tanesi diğerine göre daha yüksekte durur. Skolyozun ortaya çıkardığı görüntü farklılıklarından birisi de kalça kemiği uyuşmazlığıdır. Omurga çıkıntısı, çocuğun kalça kemiklerinin simetrik bir yapıya sahip olmasını engeller. Kemiklerin birisi diğerinden daha yukarıda durur. Ayrıca belirleyici olabilecek başka bir farklılık da kaburgalarda mevcuttur. Skolyoz olan bir çocuk öne doğru eğildiğinde kaburga kemiklerinin normalden daha belirgin biçimde ortaya çıktığı görülür.

Hastalığın tedavisi için izlenebilecek yöntemleri genellemek çok zordur. Çünkü oldukça özgün bir yapı olan omurga üzerindeki bu sapmalar da özgün bir şekilde gerçekleşmekte ve her hastada farklılık gösterebilmektedir. Hastalığın tedavisinde çıkıntının açılarının ne düzeyde olduğu ya da hangi yöne doğru sapma olduğu gibi birçok bulgu değerlendirilmelidir.

Omurga çıkıntısı çocukluk döneminde fark edilmiş hastalarda fizik tedavi hareketleri ilk seçenektir. 10 yaş altındaki çocuklarda akciğer gelişiminin tamamlanma süreci, omurga ameliyatı ile sekteye uğratılmamalıdır. Çocuğun hastane ya da fizik tedavi merkezinde düzenli olarak kontrole gitmesi ve istenilen hareketleri periyodik olarak tekrarlaması istenir. Ancak erken yaşlarda sürekli uygulanan bu takvimi çocuğa dayatmak, ileride sıkılmasına ve hareketlerin asıl uygulanması gereken fiziksel gelişimin fazla olduğu dönemlerde bunları yapmak istememesine neden olabilir. Fizik tedavi sürecine ne zaman başlanacağına, doktorun muayenesi sonrası hareketlerin en etkili olabileceği dönemi teşhis etmesi ile karar verilmelidir.

Omurga çıkıntısını düzeltebilmek için uygulanan diğer bir yöntem ise korsedir. Korsenin kemik ve kas yapısını rahata alıştırarak bunların güçsüzleşmesine sebep olduğu bilinmektedir. Ancak hastanın da onayı ile bu risk alınabilir ve omurganın düzelmesi sağlanabilir. Ameliyat seçeneğine göre daha rahat bir yöntem olsa da iyileşme sağlamak için korsenin günde 20 - 22 saat takılması gerekliliği bu seçeneğin dezavantajıdır.

Son tercih edilen yöntem ise ameliyattır. Omurganın sinir sisteminde aldığı rol, buraya yapılacak müdahaleleri çok daha hayati kılmaktadır. Bu nedenle tedavi için göze alınacak risk oranı daha fazladır. Ancak Uzman ve becerikli bir cerrah tarafından gerçekleştirildiği takdirde iyileşme sağlanması mümkündür.

Omurga çıkıntısı hakkında dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, bu rahatsızlığı bozuk duruş ile karıştırmamak gerektiğidir. Omurgada oluşan bir bozukluk vücutta farklı bölgelere sıçrayarak büyük sorunlara neden olabilir. Ancak duruş bozukluğu, belli başlı fiziksel programlar ile tedavi edilebilir ve herhangi bir hayati tehlikesi yoktur.
" } ] }